30 January 2009

Davos'da yaşananlara bir pazarlamacı gözüyle bakış

Davos zirvesinde yaşananları doğru tahlil edebilmek için her iki liderin de konuşmasını izlemek gerekir. Çoğu haber ajansında Erdoğan’ın toplantıyı terk ettiği anlar görüntüleniyor ancak hangi konuşmaların ve üslubun bu sonuca yol açtığını bilmeden bu hareketi doğru tahlil etmek mümkün değildir.

Öncelikle Perez , Erdoğan’ı böyle bir konuşmaya zorluyor. Hitabetinde sorularını direkt olarak Erdoğan’a yöneltiyor.

Perez, Nobel barış ödüllü , uluslararası ilişkilerden gayet iyi anlayan çok zeki bir politikacıdır.

Ancak, konuşmasında politikadan ya da stratejilerden bahsetmiyor , son derece duygusal biçimde konuşmasını sürdürüyor. Masum pozisyonda bulunan Filistin’e karşı kendi masumiyetini anlatıyor. Roket saldırılarında ölen çocuklardan bahsediyor , gece boyunca yaşadığımız korkulu saatler , şeklinde konuşmasını sürdürüyor. Yani , Dünya kamuoyunun vicdanında durumu eşitlemeye çalışıyor. Dünya kamuoyunun en çok yara aldığı nokta olan vicdanı hedef alıyor

İsrail’in şöyle bir taktiği vardır. Önce köşeye sıkıştırır , boğar , hırçınlaşmanızı sağlar ondan sonra imajınızda oluşan çirkin resmi göstererek “ bakın bunlar bu kadar kötü “ der. İsrail bu güne kadar ne kadar toprak aldıysa bunu Hamas’ın terörünü kullanarak yapmıştır.

Bu tepkiyi Erdoğan’ın değil de başka bir lider’in yapması daha şık dururdu. Erdoğan’ın islami kimliği bu tartışmada ön plana geçecek , Hamas ile ilgili önceki övücü sözleri oluşan psikolojik etkiyi dağıtacaktır.

Hamas liderlerinin Erdoğan’ı ve Türkiye’yi öven sözleri , Erdoğan’ı zor durumda bırakacaktır. Hamas milislerinin intahar bombacısı kıyafetleriyle Türk bayrakları arasında verdiği pozlar tartışmanın seyrini değiştirecek , Erdoğan için gerekli desteğin azalmasına neden olacaktır.

Avrupa’da yaşanan ekonomik resesyon ile ihracatımızda ve yurt içi yatırımlarda önemli düşüşler olmuştu. Bu süreçte Arap sermayesi önemli bir alternatif olarak öne çıkmıştı. Bu çıkış Ortadoğu’nun sempatisini arttıracaktır.

Perez’in , Moderatör’ün tartışma sonrasında sürekli Erdoğan’ı övmeleri dikkatinizi çekti mi ? Müzakere sanatında uygulanan basit bir taktiktir bu. Bir tartışmada sesinizi yükseltir taraf olursanız bir kıyaslamaya tabii tutulur , aynı safta yer almış olursunuz. Oysa , kendinizi geri çekerek , karşıdaki insanı överek bu tartışmanın dışında bir görüntü verip , kötü sözü sahibinin üzerinde bırakmış olursunuz. Tartışmaya girdiğinizde insanlar kim haklı - kim haksız diye düşünür , ama tartışmaya dahil olmadığınızda tartışmanın doğasında olan sert üslup , öfke , şiddet görüntüsü veren ifade karşı tarafta kalır , tartışmanın doğasındaki bu olumsuz görüntülerden uzak bir imaj sergilersiniz. Tartışma sonrasındaki bu nezaket ve övgüyü bu basit müzakere taktiği ile düşünmek gerekir.

Erdoğan’ın önemli bir hatası düşüncelerini ifade ederken tartışmayı mahalle kavgası tarzına dönüştürebilmesi. Kontrolü kaybettiğinizde söylediğiniz her haklı cümle gerçekliğini yitirir ve “ duygusallık” yakıştırmasını yiyerek , acemi bir tavır olarak akılda kalır. Erdoğan sık sık bu hataya düşerek nokta koymayı beceremiyor.

Bu tür tartışmalarda itham etmezsiniz ima edersiniz , direkt söylemezsiniz , çağrıştırırsınız . Emine Erdoğan’ın “ Perez Yalancı “ çıkışı bütün bu tartışmalarda Erdoğanları haksız duruma düşürebilecek amatör bir söylem. Mahalle kavgasını andırıyor. Emine hanım bir türlü nazik eldiven giymeyi beceremiyor. Hadi bundan da vazgeçtik bir de ağlamayı bırakabilse…

TwitterTakip

No comments:

free web site hit counters

Image Hosted by ImageShack.us
 
Image Hosted by ImageShack.us