27 June 2009

ekonomide son durum ve piyasadaki hareket

Home Trend yeni röpörtaj :
Mustafa bey , sezonun ortasında sayılırız , hemen ilk sorumuzu soralım , bu sezonda beklentiler gerçekleşiyor mu , durum nedir ve önümüzdeki aylar nasıl olur ?

4. ay oldukça iyi geçti. 4 . aydaki satışlara bakarak 5. ve 6. aylarda işlerin daha hareketli olacağı tahminleri yapıldı ancak bu beklenti doğru çıkmadı. Ancak ,ben yine de işlerin 2-3 ay sonra hareketleneceğini düşünüyorum. Bu durumu şöyle açıklayım.

İktisatçılar birçok tahminde bulunur ama çoğu yanlış çıkar. Bunun nedeni rakamlara göre yorum yapmalarıdır. Bu rakamları yorumlarken ekonominin temelindeki insan davranışlarını es geçerler ; piyasanın içinde olmadıkları için piyasaya yönelik öngörüleri zayıftır. İnsan davranışları ise duygusal , tepkisel ve öngörülemezdir. Bu yüzden bir şirketi de rakamlara göre yönetemezsiniz , öngörüde bulunacağınız , gidişatı görebileceğiniz bazı pratik noktalarınız olması gerekir.

Piyasa işlerin duracağını ilk olarak yatırım sektörlerinde görürsünüz. Tüketim sektörlerinde bu durgunluk daha geç hissedilir. Tüketici kriz’e birden reaksiyon vermez , durumu hazmeder.Kriz durumunun ortaya çıktığı ilk günlerde biz de durgunluğu o kadar ağır hissetmedik.Durgunluk zamanla hissedildi. İşler düzelmeye başladığında ise tam tersi şekilde tüketim sektörleri geç reaksiyon verir , hareket yatırım sektörlerinden başlar. Şu an yatırım sektöründe bir kıpırdanma görüyoruz. Özellikle boya ve kimya sektöründe kıpırdanmalar dikkat çekici. Eğer , buralarda hareketlilik var ise yatırımcı harekete geçmiş diyebiliriz , buradaki hareket kısa vadede tüketim sektörlerine de yayılır. Bu benim pratik öngörüm , eylül ekim ayına doğru hareketliliğin başlayacağını düşünüyorum .

Dünya’nın küçülme eğrisinin , büyümeye geçeceği yönünde beklentiler var , Dünya 2010 yılında tekrar 2,7 oranında büyümeye geçecek. Bu rakamlara bakarak iönümüzdeki dönemlerin daha iyi geçeceğini söyleyebilir miyiz ?


Dünyanın ortalama olarak ne kadar büyüdüğü bizim için çok anlam ifade etmez. Kısa vadede Almanya, Rusya , ABD ne kadar büyüdü , İran ve Irak da ne kadar istikrar oluştu , bunlar Türkiye için daha önemli. Az gelişmiş ülkelerin sıçrayışları dünya ekonomisinin ortalama büyüklüğünü etkiliyor ama bu etkinin direkt rüzgarları buralara ulaşmaz.

Bakın Derya hanım , aslında Başbakanın dediği gibi , krizin teğet geçmesi için bütün parametreler mevcut. Ben , her zaman şöyle derim ; bir yerde ekonomiden anlamayan ne kadar çok insan var ise, kriz o kadar derin olur. Rakamlar olmadığında kötü haber tez yayılır , kötü örnekler realite olarak algılanır. Kriz dönemlerinin kurtarıcıları , birikmiş parası olmayan ve işini kaybetmeyen kesimdir. Türkiye’de bu orta sınıfın sayısı çok fazla. Ancak , bu kesimin de kriz psikolojisinden çok fazla etkilendiklerini görüyoruz. Örneğin , Ankara’da şu an işlerin gayet iyi olması lazım. Çünkü , memur kesim çok fazla , yani işini kaybetme riski olmayan ve yatırıma yönelmeyen kesim bunlar. Ama Ankara şu an krizden en çok etkilenen illerin başında geliyor. Yani kısaca söylemek istediğim , çok kötü noktada değiliz , ufak bir psikolojik düzelme dahi kıvılcım için yeterli olacaktır.

Vatandaşın nasıl tepki verdiği önemli ama hükümet ne yapıyor sorusu da önemli. Yani , dünyada birçok hükümet reform yaptı , kredi musluklarını açtı ve birçok firmayı kurtardı. Böyle bir eylem ülkemizde gözükmüyor, bu tabloya bakarak “Dünya nereye biz nereye” sorusunu soruyor insan.

Artık kapalı bir ekonomide yaşamıyoruz , ülkenin ekonomisini sadece hükümetler şekillendirmiyor. Son krizle birlikte gördük ki , Dünyanın bir noktasındaki tıkanma diğer noktalarda da kelebek etkisi yaratıyor. IMF Dünyanın bir köşesinden kalkıp niçin, Türkiye gibi ülkelere para yardımı yapıyor , sorusunun altında da bu etki yatıyor. IMF ‘nin asıl amacı etki global olacağı için tıkanmaları aşmaktır. Dolayısıyla Türkiye kendi haline bırakılacak bir ülke değil , dış dinamiklerin etkisini ileriki günlerde göreceğiz..

Bakın , Bütün devletlerde mevduat devlet güvencesi altına alındı , bizde de zamanla alınacaktır. Bu krizden sonra artık ekonominizi kendi kendinize yönetemeyeceksiniz. Eğer, sizdeki bir tıkanma diğer ülkelere sirayet ediyorsa o halde ülke ekonominizi kendi başınıza yönetemezsiniz. Türkiye Avrupa ve Amerika için bir tüketici aynı zamanda bir tedarikçidir. Sizdeki bir tıkanma Amerikan sanayini zayıflatacaktır. Dolaytısıyla IMF ve dış güçler sizi yalnız bırakmaz.

Geçmiş dönemde hükümet para bulmakta zorlanmamıştı. Dünya ekonomisi oldukça iyi bir seyir izlemişti , diğer ülkelerde başarısız olan IMF hatırı sayılır bir destek sağlamıştı , özelleştirmelerden yüklü miktarda para gelmişti. Şimdi ise bu 3 noktanın hemen hepsi sıfıra düşecektir.Diğer taraftan siyasette de istikrarı tehdit edebilecek gelişmeler yaşanıyor. Ergenekon olayları , darbe belgeleri istikrarı ve güveni önlüyor. Olumlu bir gelişme ise yabancı yatırımcının henüz ülke dışına kaçmamış olması. Krizin dünyada olması böyle bir kaçışı engelledi. Yani , önümüzdeki 2-3 yıl kolay olmayacak , zor süreçlerin içinden geçeceğiz ama korkulacak derecede de keskin iniş çıkışlar olmayacaktır.

Umarım öyle olur Mustafa bey , şimdilik bu röpörtaj için teşekür ediyoruz.

Ben teşekkür ederim Derya hanım.

TwitterTakip

1 comment:

Eğitişim Kariyer Enstitüsü said...

Güzel röportaj olmuş. Elinize sağlık.

free web site hit counters

Image Hosted by ImageShack.us
 
Image Hosted by ImageShack.us